BREZİLYA ÖRNEĞİ BAĞLAMINDA OZON TEDAVİSİ VE BENZERİ SAHTE SAĞLIK ÜRÜNLERİNİN YARARLI OLMADIĞININ SÜREÇSEL BİR DEĞERLENDİRİLMESİ:

 

    Dünyanın en saygın tıp dergilerinden biri olan “The Lancet” in 2024 Haziran ayında yayınlanan sayısında bir makale dikkatimi çekti. Prof.Dr. Heslley Machado  Silva  tarafından yazılan bu makalede  Ozon kullanımının yararının bilimsel olarak kanıtlanmamış olmasına  karşın Brezilya’da yaygın olarak nasıl istismar edildiğine dair geniş açıklamalar yapılıyordu. Tıbbi ozon kullanımı, 2019-2023 yılları arasında Brezilya Devlet başkanlığı yapmış olan  Bolsanaro  dönemindeki bu ülkedeki resmi bilim inkarcılığı uygulamalarına karşın, kendisinden sonra devlet başkanı olan ve tamamen kendisine muhalif bir siyasal görüşlü  devlet başkanı Lola tarafından 07 Ağustos 2024’de serbest bırakıldı. Bu bana o dönemi tekrar hatırlatmak gerektiğini düşündürdü. Ozon kullanımının yararının kanıtlanmamış gereksiz bir tedavi olduğu konusuna bir ara   verip yazımı bu süreçteki çok daha acı bir olaya yönlendirdim.Zira tarih ancak ders alınırsa tekrar etmezdi?
     Bu zaman aralığında modern dünya tarihinin karşı karşıya kaldığı en büyük sağlık problemlerinden biri karşımıza çıkmıştı: Covid-19 pandemisi ! Hatırlanacağı gibi Covid-19 salgını dünyamızda resmi kayıtlarda 17 Kasım 2017’de başlayıp Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından acil durumun bittiği ilan edilen 05 Mayıs 2023 tarihine kadar devam etmiş ve bu süreçte            7 (yedi) milyondan fazla insan hayatını kaybetmişti. Acaba insanlık için dramatik olan bu süreçte bilime itibar etmeyen ?her siyasi görüşten  politikacının yönetebildiği bu ülkede neler olmuştu? Bu insanlık dramında Brezilya ‘da resmi kayıtlara göre 702.116 kişi hayatını kaybetmiş , bu rakam Brezilya’yı dünyada vaka sayısının ve en çok ölümün olduğu 2.(ikinci) ülke haline getirmişti. Bu acı dönem içinde Brezilya devlet başkanı hakkında 2021 yılında Brezilya senatosunda kurulan bir soruşturma komitesi tarafından , Covid-19 salgınını önemsemezliği ve aşı karşıtlığı nedeni ile yerel mahkemelere ve sonucunda bu müracaatın olumsuz sonuçsuzlanması üzerine Uluslararası ceza mahkemesine(UCJ)  mevcut devlet başkanının şikayet edilmesi için karar alındı. Bu kararın gerekçeleri arasında devlet başkanının halka sık sık maske takmayı reddetmeyi önermesi, Covid-19 aşılarının temini ve dağıtımındaki gecikmeler, Hidroksiklorokin gibi etkisiz tedaviler ve tamamlayıcı bazı takviyelerin sürekli tanıtım -kullanım gibi bilime meydan okuyan uygulamaları mevcuttur. Pandemi bittiğinde ise  Brezilya’da kötü sağlık uygulamaları yüzünden 702.116 can kaybı arkada bırakılmıştı.
     İşin acı tarafı Brezilya’ya göre kimi çok daha gelişmiş ülkelerin bazı yöneticileri de aynı şekildeki  benzer uygulamalar için halklarına benzer tavsiyeleri veriyordu. Oysa bir politika sorunu üzerinde harekete geçilip geçilmeyeceği kararı bürokratlardan, politikacılardan, medyadan, halktan, akademiden, baskı gruplarından ve sivil toplum kuruluşları tarafından gösterilen ilgi ve bu organların kaynaklarına bağlıdır. Bu nedenle, hangi aktörlerin sorun tanımlama ve gündem belirlemede yer aldığını;  savundukları görüşlerinin toplumu ne ölçüde ve neden etkilediğini, özellikle de politik sonuçları tetikleme veya tetiklememe söz konusu olduğunda  bu mekanizmaların nasıl beslendiğini  incelemek çok önemlidir.  Zira yönetici kişiler ve kurumlar düzeyinde saplantı ve hayalperestlik günümüzün modern? ve gelişmiş? dünyasında hala devam eden bitmek bilmeyen savaşlar ,açlık ve salgın hastalıklar, yoksulluk, eşitsizlik, eğitimsizlik, iklim ve çevre değişiklikleri .. gibi insanlığın esas utancı olması gereken acı neticelere  yol açmaya devam etmektedir. Bütün bunlardan alınması gereken ders hiç bir devlet yönetiminin aşırı kalabalık gündem ve menfaatlerinin toplumlarının geleceği ile rekabet etmemesi ve hiçbir ideolojinin bilimsel uygulamalardan muaf olmak gibi bir özelliğinin olmadığı şeklindedir. Zira bizi iyileştirecek ve geliştirecek tek yol gerçeği araştırmak ve sonuçlarını benimsemek olmalıdır.
   Bu tür yayın ve tanıtımlar ilerici? olarak kendisini tanımlayan Brezilya hükümetlerinde de yeni değildir. Bugünkü devlet başkanı Lula’nın seçildiği dönemde kansere karşı mucize bir ilaç olarak tanıtılan  “Fosfoetanolamin” piyasaya sürülmüş ve desteklenmiş ,maalesef bir çok Brezilya’lı kanser hastası devlet yöneticilerine ve yasalara güvendikleri için kullandıkları bilimsel onkolojik tedavilerini bu süreçte terk etmişlerdir. Bilimin dünyada inkarı yeni bir şey olmayıp kanser hastaları  sıklıkla tüm dünya çapında alternatif bileşikleri satın almaktadırlar. Geniş kapsamlı incelemeler, akciğer, meme veya jinekolojik kanseri olan hastaların %40 ila 90’ının onkoloji tedavisi veya takibi sırasında alternatif ilaçlar aldığını bildirmiştir. Bu bağlamda farklı ülkelerde öne çıkan çeşitli şifalı bitkiler, vitaminler, meyve özleri gibi birçok “mucize ilaç” ortaya çıkmıştır. Tüm dünya toplumları bu konuda büyük bir  kargaşa içinde beklemektedirler çünkü kanser hastaları ve yakınları tedavi edebilecek veya yaşamı uzatabilecek her şeyi denemek konusunda çaresiz durumda.
  Finansal çıkarlar, dünya çapında birçok kanıtlanmamış bitkisel bileşiğin de kanser hastalarına satılmasına yol açmıştır. Bunun  bir örneği , Brezilya’ya özgü olan ve klinik bağışıklık arttırıcı etkileri nedeniyle geçmişte kanser de dahil olmak üzere hemen hemen tüm tıbbi durumlarda yerel halk tarafından kullanılan  Agaricus blazei Murill bilimsel isimli Güneş Mantarıdır. Klinik çalışmalarda resmi olarak test edilmemiş olmasına rağmen, bu ürün Brezilya’da birçok kanser hastası tarafından gereklilik dışı kullanıldı. Bu mantarın bilimsel klinik yan etkileri hiçbir zaman ayrıntılı olarak yayınlanmamış olsa da bazı hastalarda şiddetli karaciğer fonksiyon bozukluğu gibi olumsuz olaylar gözlemlenmiştir. Bu örnek, bitkisel bileşiklerin iyi tasarlanmış klinik deneylerde resmi olarak test edilmesinin ne kadar önemli olduğunu vurgulamaktadır. 1999 yılında Amerika Birleşik Devletlerinde işe yarayabilecek alternatif tedavileri araştırmak için hükümetin 2.5 milyar USD bir fon sağladığı ve buna karşılık sadece zencefil  kapsüllerinin kemoterapi bulantısına karşı iyi gelebileceğini tespit etmeleri gibi bir örnek karşımızdadır.   
   
zakkumGüzel olmasına rağmen zakkum son derece zehirlidir. Bitkiye ve ağaç özüne çıplak ellerinizle dokunmanız bile toksik etkilere neden olabilir. BLANCHİ COSTELA/GETTY IMAGES
   

Hatırlayacağınız gibi ülkemizde de 1987-1988 yıllarında gündeme gelen “Zakkumcu Ziya olayı” olarak kamuoyunda bilinen hadisede kanser hastaları üzerinde  bilimsel adı Nerium oleander olan Zakkum bitkisi özütü kullanılmıştı. Oleanrin,zehirli zakkum bitkisinde (Nerium olender L) bulunan bir kardiyak glikozittir, bu maddenin ana fitokimyasalı günümüzde kalp yetmezliği tedavisi için kullanılan digoxin’e benzer özelliklere sahiptir. Zakkum geleneksel tıpta kalp yetmezliğini tedavi etmek için kullanılmıştır. Zakkum’un veya oleandrin’de dahil olmak üzere bileşenlerinin güvenli ve etkili olduğuna dair hiç bir yayın kanıta dayalı modern tıpta yoktur. Zakkum sağlıkta düzenleyici kurumlar tarafından reçeteli ilaç veya diyet takviyesi olarak onaylanmamıştır. Zakkum kullanımı insanlarda temasa bağlı cilt iltihapları, baş ağrısı, mide bulantısı, uyuşukluk ve kanda yüksek potasyum seviyelerine neden olabilir, bu belirtiler kullanımdan birkaç saat sonra ortaya çıkar. At ve sığır gibi hayvanların zakkum çiçek-yaprak veya tozlarını yemesi ile Amerika Birleşik Devletlerinde ölüme yol açan yan etkiler ortaya çıkmıştır. Buna karşılık Oleandrin’in kanser tedavisinde etkili olup olmayacağı günümüzde hala araştırılmaktadır.

    Başlangıçtaki konumuz olan Ozon tedavisi ise Brezilya hükümetinin onaylamasına karşın, yüksek kanıtlar isteyen yetkili bilimsel dergilerdeki etkin makaleler ile henüz  kanıtlanmamıştır. Brezilya’daki internet ve sosyal medya ortamında Ozon tedavisinin Şeker hastalığından solunum problemlerine, MS’den AİDS ve kansere, Bel fıtığından Boyun fıtığına kadar çeşitli hastalıkları tedavi ettiği iddia edilmektedir. Bu durum mevcut bilimsel tıbbi tedavi metotlarının kullanılması tüketilmeden bir çok hasta insanın yanlış yere ispatlanmamış alternatif tedavileri kullanmasına ve maddi-manevi olarak mağduriyetine  neden olmaktadır.Bu uygulamanın ülkemizde benzer şekilde  insanlarımızı nasıl maddi olarak istismar ettiğini ve sağlıklarını nasıl tehlikeye attığını başka bir yazımda  geniş  bilimsel örnekler ile anlatacağım.
Sonuç :
Gerçek bir sağlık sunucusunun sahte sağlık uygulamaları ve sonuçları ile her cephede mücadeleye, toplumu bilgilendirmeye durmaksızın devam etmesi  gerekir. Çünkü Sahte sağlık uygulayıcı kişi ve kurumlar eskiye oranla çok daha fazla tanıtım ve etkime olanaklarına sahipler. Günümüzdeki global algısal finansal sistemin maddi kazanç uğruna hiç bir şeyi,  hatta insan sağlığını bile umursamadığını yaşanan ve yaşatılmakta olan acı örnekler ile mümkün olduğu her ortamda anlatmak etik ve ahlaki olarak insani ve tıbbi görevimdir.

ÇOK ÖNEMLİ BİR KAMU SAĞLIĞI PROBLEMİ: SAHTE SAĞLIK ÜRÜNLERİ

 Günümüz dünyasında teknolojinin ilerlemesi ve yaygınlaşması  bir çok ürüne gerek internet üzerinden ,gerekse de piyasa şartları altında ulaşmayı çok kolaylaştırdı. Bu olağan dışı kolaylaşan ve yayılan ticari durum maalesef ürünlerin bir kısımının yeterli denetim dışı kalmasına yol açmıştır. İnsanların zaman zaman sağlık müesseselerine ulaşmaktaki yaşadıkları gecikmeler veya ulaştıklarındaki yetersiz sağlık sunumları da, sahte sağlık ürünleri dediğimiz bilimsel olarak hiç veya yetersiz araştırımı yapılmış ürünlerin çok etkili yaygın reklamlarla insanların algılarını ve bütçelerini etkilemesini kolaylaştırmıştır.
Sahte Sağlık ürünlerine dikkat edin!  Sağlığınız için tehlikeli olabilir!  Sağlık dolandırıcılığına dikkat edin ! gibi  uyarıları bazı  doğal ve reçetesiz satılan sağlık!  ürünlerinde maalesef
asla göremezsiniz. Ancak “Mucizevi tedavi”, “Garantili sonuçlar” veya “Aşı alternatifi” gibi iddialı sloganları gördüğünüzde üzerinde asıl düşünmeniz gereken şeyin bunlar olduğuna kesinlikle emin olmalısınız.

Sağlık dolandırıcılıkları yüzlerce yıldır var ve hızlı veya mucizevi bir tedavi iddiası ile insanları sürekli aldatmaktadırlar. Eskinin kaplumbağa kanı satıcılarının yerini günümüzdeki sosyal medya ve internet ortamında aldatıcı, yüksek teknoloji kullanan  pazarlamacılar aldı .Bu dönüşüm  insanların sıkıntı çektikleri sağlık sorunları için kolay çözümler bulma arzularını kamçılayarak- Alzheimer, eklem kireçlenmeleri, kanser, şeker hastalığı, bel ve boyun fıtığı, hafıza kaybı, cinsel performans, kilo verme , koronavirüs Hastalığı (COVID-19) ve grip…gibi birçok hastalıkların tedavisinde  yanlışlara  ve istismara yol açmaktadır.

FDA (açılımı: U.S. Food and DrugAdministration ,    TürkçeAmerika Birleşik Devletleri Gıda ve İlaç Dairesi), Amerika Birleşik Devletleri Sağlık Bakanlığına bağlı; ilaç, gıda, gıda takviyeleri, biyolojik medikal ürünler, kan ürünleri, medikal araçlar, radyasyon yayan aletler, veteriner aletleri ve kozmetiklerden sorumlu bürodur.

FDA dünya çapında büyük bilimsel ağırlığı olan bir kurum olup aşağıdaki alt bölümlere ayrılır.

.Center for Food Safety and Applied Nutrition (CFSAN) – Gıda Güvenliği ve Beslenme Merkezi

  • Center for Drug Evaluation and Research (CDER) – İlaç Değerlendirme ve Araştırma Merkezi
  • Center for Biologics Evaluation and Research (CBER) – Biyolojik Ürünler Değerlendirme ve Araştırma Merkezi
  • Center for Devices and Radiological Health (CDRH) – Cihazlar  ve Radyolojik Sağlık Merkezi
  • Center for Veterinary Medicine (CVM) – Veterinerlik Merkezi
  • National Center for Toxicological Research (NCTR) – Ulusal Toksikoloji Araştırma Merkezi
  • Office of Criminal Investigations (OCI) – Suç Araştırmaları Ofisi
  • Office of Regulatory Affairs (ORA) – Kanuni Düzenlemeler Ofisi
  • The Office of FDA Commissioner (OC) – Yetkili FDA Müdürlüğü

Bu kurum alanında dünyanın en gelişmiş otoritelerinden biri olarak kabul edilmektedir. Bu nedenle açıklamalarını kılavuz olarak kabul ediyorum. Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi’ne (FDA ) göre, bir sağlık ürünü, şayet bir hastalığa veya sağlık durumuna karşı etkili olduğu şeklinde aldatıcı bir biçimde  tanıtılıyorsa     ve de bu amaç için güvenli ve etkili olduğu bilimsel olarak kanıtlanmamışsa bu ürün kesinlikle sahtedir.

Bütün bunlar Kabullendiğiniz Riske değer mi?

Sağlık dolandırıcıları ürünlerini günümüzde çok akıllıca pazarlama yöntemleri ile genellikle internet üzerinden veya     e-posta yoluyla belirli nüfus kesimlerini hedefleyen taktikler kullanarak pazarlamaktadırlar. Eskiden bu çeşit ürünler şehrin az gelişmiş eğitim seviyesi düşük semtlerinde yaygın pazarlanırken denetimsizlik kaynaklı çok başarılı reklam kampanyaları ile giderek şehrin tüm mahallelerine ulaştı. Ayrıca  kulaktan kulağa anlatılan şehir efsaneleri, gazeteler ve  dergilerdeki yalan yanlış haberler, halka önemli ve mühimmiş gibi tanıtılan para karşılığı yapılanTelevizyon programları, sonsuz sayıda ve sorumsuz you tube yayınları ve doğrudan sokak ve caddelerdeki afişler yoluyla da tanıtım hızlanmıştır. bunda ilaç sektöründeki reklam yasağının kalkmasının etkili olduğu da düşünülmelidir. Sağlık dolandırıcılıkları ayrıca Twitter, WhatsApp ve Facebook Messenger gibi sosyal medya sitelerinde ve kapalı mesajlaşma uygulamalarında da oldukça  yaygın hale gelmiştir.

Tüketiciler, ancak sağlık ürünleri satın alırken akıllı, bilinçli ve dikkatli olmaya odaklanarak sağlık dolandırıcılıklarını tespit etme ve bunlardan kaçınma şanslarını artırabilirler.

SAĞLIK DOLANDIRICILARINI TESPİT ETMENİZE YARDIMCI OLACAK EN BASİT ALTI İPUCU
  1. Bu ürün neredeyse her şeyi iyileştirir  şeklindeki reklamlar:      Çok çeşitli hastalıkları aynı anda tedavi ettiğini iddia eden her türlü ürüne şüpheyle yaklaşın. Böyle mucizevi tedaviler muhtemelen ; mevcut değildir, sahtedir  ve bu firmaların sattığı tek şey sahte umuttur.
  2. Hastaya ait Kişisel “başarı” öyküleri                                                        “Şeker hastalığımı iyileştirdi ” veya “COVID-19 enfeksiyonumu hemen durdurdu” gibi çeşitli başarı hikayelerinin sosyal medya ve internet ortamı üzerinden  uydurulması çok kolaydır ve bu iddiaların hiçbirinin neredeyse  bilimsel bir  kanıtı yoktur. Popüler internet ortamlarında ve sosyal medyada bolca bulunan böyle yorumlar sahte olabilir.
  3. Hastalıklarınıza  İyileştirici Hızlı çözümler önerilmesi                  Bir çok hastalık veya sağlık problemi, maalesef bilimsel tıbbi  ürünlerle bile çok hızlı bir şekilde tedavi edilemez. Bu nedenle sizlere tanıtılan “30 günde 30 kilo verdirir”, “viral enfeksiyonlardan korur” , veya “bağışıklık sisteminizi güçlendirir”, “kısa zamanda cilt kanserini ortadan kaldırır” gibi ifadelere çok dikkat edin.
  4. “Tamamen doğal” tedavi iddiaları”                                                             “Tamamen doğal tedavi ile hastalığınızdan kurtulabilirsiniz ” gibi açıklamalara kesinlikle aldanmayın. Bu tür ifadeler, her türlü sağlık dolandırıcılığında, bir ürünün bilimsel tedavilerden daha güvenli olduğunu ima etmek için dikkat çekmek amacıyla sıklıkla kullanılırlar. Bu terimler, ürünün mutlaka güvenli olduğu anlamına gelmez. Doğada bulunan bazı bitkiler (zehirli mantarlar ve benzerleri gibi) tüketildiğinde zararlı olabilir veya hatta öldürebilir. Dahası, FDA,  piyasada “tamamen doğal” tedavi  olarak tanıtılan ve içerisinde gizlenmiş  tehlikeli derecede yüksek dozlu reçeteli ilaç bileşenleri veya diğer aktif kimyasal maddeler içeren çok sayıda doğal ürün bulmuştur.
  5. “Mucize tedavi.” tanımlamaları                                                                    Böyle, “yeni keşif”, “garantili sonuçlar” veya “gizli içerik” gibi iddialar ile tanıtılan sağlık ürünlerini her hangi bir yerde gördüğünüzde beyninizde alarmlar çalmalıdır. Ciddi bir hastalığın gerçek tedavisi FDA tarafından onaylansaydı, medyada geniş bir şekilde duyurulur ve lisanslı tıp doktorları tarafından reçete edilirdi. Böyle buluşlar Sosyal medya ve mesajlaşma uygulamalarındaki reklamlarda yer almazdı , web sitelerinde, basılı reklamlarda ve TV reklamlarında görülmezdi.
  6. Komplo teorileri benzetmeleri                                                                “Devletlerin veya Büyük İlaç Şirketlerinin bilmenizi istemediği tedavi” gibi bazı komplo teorisi içeren iddiaların siz  tüketicileri sözde mucizevi tedaviler hakkındaki apaçık , sağduyulu şüphelerinizden uzak tutmak için kullanılabileceğini unutmayın.                                                                                                       Yaygın Bir Kamu Sağlığı Sorunu olarak Sahte sağlık ürünlerinin önemi:                                                                                                     Sahte sağlık ürünleri yalnızca temelsiz boş  vaatlerini yerine getiremezler; tek bir kez kullanım sonucu bile ciddi yan etki ve yaralanmalara hatta ölüme neden olabilirler. Paranızın dolandırılmasına  ve hayatınızı kurtaracak bilimsel olarak test edilmiş teşhis yöntemlerinin kullanılarak ve  tedavilerinizin gecikmesine neden olabilirler. Üstelik sahte sağlık ürünleri bazen tüketiciler tarafından satın alındığında hiç farkında olmadıkları zararlı olabilecek bazı gizli ilaç bileşenlerini de içermektedir. İşin komik taraflarından biri doğal sağlık ürünü diye sunulan bazı saç dökülmesine karşı kullanılan sahte sağlık ürünlerinin içinde, bilimsel olarak saç dökülmesi tedavisinde  kullanılan farmakolojik bileşenlerin bazılarının bulunduğunun  tespit edilmesidir.  Minoxidil  kimyasal maddesi ihtiva eden      bir çok doğal saç çıkarıcı olduğu söylenen ürünler buna güzel bir örnektir. Öte yandan tabiatta minoxidil ‘in kabak çiçeği özütü ve retinol gibi aktif bileşenlerin yanı sıra kamelya yağı ve biberiye yağı gibi uçucu yağların yapısında bulunduğunu da ifade etmek lazımdır. Pozitif bilim tabiatı inceleyerek başlar derken kastedilen de tam olarak budur. Bilim minoxidil’in özütünü kimyasal olarak elde edip minimal dozda bile maximal etki sağlarken, doğal Minoxidil kaynaklarının faydalı olabilmesi için kilolarca kullanılması gerektiğinden bu sahteciler çok az miktarda kimyasal Minoxidil maddesini alıp sözde içinde başka ne olduğu bilinmeyen doğal ürünlerin içine katarak mucize etki yarattıklarını reklam etmektedirler. Doğal ürün diye pazarlanan saç çıkartıcı olduğu ifade edilen ürünlerin çoğu böyledir.

Başka bir önemli örnek, FDA laboratuvarlarının  bitkisel  diyet takviyeleri olarak yasadışı olarak tanıtılan ve pazarlanan  “sibutramin ” kimyasal maddesi içeren “Pepper Time ” (Kırmızı Biber Hapı) isimli bir sahte sağlık ürünüden yüzlerce kiloyu Amerikan piyasasında tesbit etmesidir. İşin tuhafı  bu kimyasal maddeyi (Sibutramin) içeren ilaçlar bir çok yan etki ihtiva ettiği gerekçesi ile 2009 yılında FDA tarafından yasaklanmıştı. Bunun nedeni bu maddeyi ihtiva eden  bazı reçeteli ilaçların  yapılan laboratuar çalışmalarında kalp krizi ve felç riskini , psikiatri  ve safra kesesi problemlerini  arttırdığının bilimsel araştırmalar ile kanıtlanması idi. O dönemde T.C Sağlık Bakanlığı hemen harekete geçti ve bu maddeyi ihtiva eden çok tanınmış bir ürünü piyasadan toplattı. Maalesef piyasada Sibutramin sadece T.C Sağlık Bakanlığı’nın toplattığı bu üründe mevcut değildi. Aynı tarihte T.C Tarım ve Köy işleri bakanlığının onaylı ruhsatı ile Türkiye piyasasında satılan 9 Dokuz) adet yardımcı zayıflama ürünü daha mevcuttu.Bu ürünlerin önemli bir kısımının Çin Halk Cumhuriyeti kaynaklı olduğu malumdur. Bu ürünler ucuz ve dikkati çekecek düzeyde bol miktarda idi.  2003 senesinde bu tip doğal zayıflatma ilacı reklamları sonucu kullandığı benzer bir üründen Kastamonu’nun Çatalzeytin ilçesinde  23 yaşındaki yurttaşımız ” Nilay Dinçer” 2 ay   süren karın ağrısı,   ishal ve kusma şikayetleri sonrası tedavi gördüğü hastanede maalesef hayatını kaybetti. Bu vakayı o günün gazete küpürleri üzerinden hala okuyabilirsiniz.

Peki bu tamamen “bitkisel kaynaklı takviye edici “olduğu söylenen “Bitkisel zayıflama” ürünlerine aradan geçen yıllarda ne oldu? Halen bu kimyasal ilaç  Amerika Birleşik Devletleri ve İngiltere’de yasaklanmış ve üretilmemektedir. 20 Ekim 2024 itibarı ile bu maddeyi içeren zayıflama ürünleri ve  inanılmaz vaadlerini içeren reklamları  ile Türkiye’de Sosyal medya ve İnternet ortamında yine bolca  karşı karşıyasınız. Arzu ederseniz sipariş verir ve 3 gün içinde kapınızda ödeme ile alabilirsiniz.Dahası, bu ürünler en çok tanınmış internet satış sitelerinde bile mevcuttur.Aynı kimyasal maddeyi içeren sağlık ürünlerine iki ayrı Bakanlık tarafından ayrı ayrı değerlendirme ile ruhsat verilebilmesinin veya ruhsatının iptalinin problemin ana kaynağı olduğu kanaatindeyim. İnsan sağlığını ilgilendiren ürünler konusunda yetkili ve etkili FDA benzeri tek bir merkezi otoritenin konu ile ilgili kurumlar tarafından ortak olarak oluşturulması şarttır şeklinde düşünmekteyim.

Bütün bu ipuçlarına rağmen, sahte sağlık ürünlerini tespit etmek her zaman kolay değildir. Tüketiciler kanıtlanmamış veya şüpheli iddiaları olan bir ürün satın almaya yatkınsa, kendi sağlıklarını korumak için öncelikle kendi doktorlarına veya diğer sağlık uzmanlarına danışmalıdırlar. Gıda ve ilaç denetliyici kurumların bütün özverili çalışmalarına karşın sahte sağlık ürün pazarlayıcıları oluşan milyarlarca Amerikan Dolar’lık bu piyasada maalesef çok daha fazla çaba ve teknolojik tanıtım imkanları ile faaliyetlerine devam etmektedirler. Bir sağlık üreticisi olarak Varlığımın temel nedenlerinden biri de, elbette bu acı gerçeği tanıtmaya ve anlatmaya “Don Kişot’un yel değirmenlerine karşı mücadelesi” gibi devam etmek zorunda olmaktır.

FDA’ya Olumsuz Olay Raporlarının Sunulması

Yaşadığınız giderek küçülen ve küreselleşen dünyada böyle olumsuz olaylarda her türlü bilgi kaynağına ulaşım çok önemlidir. Bu nedenle referans aldığım FDA kurumunun irtibat kaynaklarını yazımda belirtmek istedim. Bir sağlık ürününe karşı olumsuz reaksiyonlar yaşayan tüketiciler olarak, dünya çapında bir otorite olan FDA’ya aşağıdaki bağlantı linklerini kullanarak gönüllü olumsuz olay raporları sunabilirsiniz:

  • Çevrimiçi Rapor : MedWatch Online Voluntary Reporting Form
  • İnternet Üzerinden Tıbbi Ürünlerin Yasadışı Satışlarının Bildirilmesi ( İngilizce olarak)
  • Tüketici Bildirim Formu FDA 3500B . Formun üzerindeki talimatları izleyerek fakslayın veya postayla gönderin. Formu doldurma konusunda yardım için MedWatchLearn’e bakın.
  • Telefonla bildirimde bulunmak için 1-800-FDA-1088 numaralı telefondan FDA’yı arayın .